Pazartesi, Eylül 25, 2006

Mektup

Ben inanırım mektupların gücüne... Öyle gerçektirler ki, öyle saf, öyle masum... Bir defa internetin sanallığından tamamıyla uzak; sonuna kadar samimidirler.
Zarfı açıp, mektubu önüme serdiğimde; bir insanın özlemi, acısı, sevgisi, kiniyle tüm karakterinin nasıl da bir kağıt parçasına harf harf, kelime kelime döküldüğünü izlerim saygıyla, mektubu okumadan önce ve hayranlıkla düşünürüm; "Benim için bu kağıdın karşısına geçip neler yazacağını düşündü, belki uzun zaman; sonra bu kağıdın her zerresine parmakları dokundu ve belki de şuradaki kabarıklık bana döktüğü göz yaşlarından biriydi..." diye.
Evet... mesela bir 'e-posta'da yazanın hangi satırları yazarken ağladığını asla bilemezsin, ya da gerçekten ağlayıp ağlamadığını...ve yahut monitöre istediğin kadar yaklaş, yazan kişinin kokusunu duyamazsın; asla!
Mektuplar öyle midir peki? Değildir işte; yalandan, sahtelikten uzak, saf gerçektir. Hatta mektuplar yazarlarını öylesine taşırlar ki içlerinde, canlanırlar... canlıdırlar...!

Hiç yorum yok: