Son
günlerde ne yaşadığımı anlatmama izin ver. Birisi çıksın bana aşık olsun,
hayır, tam olarak aşk değil demek istediğim… Birisi çıksın ve bana tapsın
istiyorum. Herifi elime alıp, maymun edeyim… bitireyim istiyorum. Evet, farkındayım
çok sağlıklı bir düşünce gibi gelmiyor kulağa… ama istediğim şey bu. Bir
değişiklik olsun diye belki, belki de bu aşk meselesi götüme kaçtıkça içimdeki
sadisti ağzımdan doğru dışarı itiyor olabilir… bilemiyorum, ama önemli değil.
Ben, bir adamı mahvetmek istiyorum ve bence önemli olan nokta tam olarak bu.
Öte
yandan şimdi böyle güzel güzel atıp tutuyorum ama, bu dediğim gerçekten olsa
muhtemelen benim durumum o heriften daha kötü olacağı için gene kaçanlar bana
kaçacaktır sanırım.
Hee
anladık, kadınım ben, incinmeye daha müsaitim. Yok öyle bir şey, ne kadınlar
var… bildiğin taş, taş. Maşallah ablama bak be!
…
Oğlum
biriniz şu ibişi alsanıza başımdan ananızın hakkı için… Kafa karıştırıyor,
yazdığımdan bir bok anlamadım yemin ederim.
…
Şimdi
ne anlatıyor bu geri zekâlı dediğini duyar gibiyim sevgili okuyucu… Ne yani
başlığı gördün ve aklına ilk gelen fikir sana aşkın ve aşka bağlı tapınma
durumunun nasıl işlediğini filan anlatacağım mı oldu? Kişisel gelişim, ya da
psikoloji kitabı mı yazıyoruz burada? Delirmeyin oğlum… gidip Freud filan
okuyun azıcık. Her şey seksle alakalı imiş ve bütün bunlar hep Amerika’nın
oyunları!
Özür
dilerim, ciddi olamıyorum ben pek… bu hayvan buradayken pek mümkün olamıyor.
Gerçi ciddi olacağıma dair söz verdiğimi de hatırlamıyorum. Neyse efendiler,
konuya dönelim. Önemli işler bunlar, aşk filan… Farkındayım dünyanın en öküz
kadını imajı çiziyorum bazen, ama aslında özümde iyi biriyim lan. Tanısan
seversin…
Ben
mesela bu ruh eşi meselesine çok takığım sanırım, anlayamıyorum… içinizde buna
inananlar varsa kusuruma bakmasın, ama çok saçma bir şey lan bu. Dünya
üzerinde, o kadar insanın içinde, yalnızca o ikisi birbiri için yaratılmış?
Allah aşkına azıcık akıllı olun… Bugüne dek, defolup gitmeden hemen biraz
evvel kaç kişi bana kendilerinin “ruh eşi” olduğumu söyledi biliyor musun sen? Oysa
durum şu: Ben ortalama bir kadından çok daha fazla öküz olduğum ve bu adamların
da hepsi öküz olduğu için öyle bir izlenim edinmiş olabilirler bir anlığına… hem
gençlikte öyle denyoluklar olur gerçi, ben de zamanında birilerinin ruh eşim
olduğuna inanmışımdır. Evet… ulu orta itiraf etmek istemediğimden böyle sinsi
gibi söylüyorum bunu, ne var? Bir insan bir diğeriyle uygundur, ya da değildir…
böyle. Bu uygunluk bazıları için devamlılık gösterebilir, ki ne mutlu onlara…
arada imrenmiyorum dersem yalan olur şimdi. Serde kadınlık var neticede. Diğerleri
içinse, genellikle bu uygunluk durumu bir noktada son bulur, ayrılırsın, biter…
mi? Bitmez. “Ruh eşim” dediğin adam için birkaç gün sonra, “Ulan ben bu ayıyla
nasıl birlikte olmuşum be?” demeye başlarsın. İçin içini yer, arada kendinden
ve genellikle bu eski ruh eşinden (eski ruh eşi de iyi oldu bak, tam demek
istediğimi söyletti çaktırmadan) tiksinirsin… Hepiniz bu dediğimi tecrübe
ettiniz, hiç inkâr etmeyin yemezler. Ama aşk iyidir bokunu çıkarmadıkça. Ben
ettim, siz etmeyin.
Şahsen
ben biraz hıyar bir insan olduğum için azıcık yüzüme gülen hemen herkesin
peşine takılıp gidiyorum. Oğlum gülme lan, benim bir insana bağlanma hızım
bildiğin ışık hızıyla yarışır. Çok acılar çektim, çok örselediler beni… Hahaha!
Olur mu lan öyle şey? Olur da, söylediğim kadar acınası durumda değilim
bildiğim kadarıyla. Birileri geldi işte; yedik, içtik, eğlendik, konuştuk,
seviştik, öpüştük… sonra başkalarıyla da bunları yapmanın güzel olabileceğine
kanaat getirdik. Bu işler böyle, gerçekçi olalım. Ama yanlış anlaşılmaya mahal
vermemek için belirtmek zorundayım şimdi, aldatmak-aldatılmakla ilgili değil bu
söylediklerim. Ben “gönül ilişkileri”nde aldanı-aldatı üzerine konuşmam. Zira
şahsen aldatmak ve aldatılmak meselelerinin gerçek olduğunu düşünmüyorum, benim
anlayışıma göre bunların ikisi de yoklar aslında. Dolayısıyla üzerine
konuşulacak bir şey de yok bu konuda. Ha, aynı anda bir kişiyle yetinebilen
insan var, bir de bununla yetinemeyen insan var. Bu durum da bu ikisinin
meselesi, beni hiç alakadar etmez. Herkes kendi işine baksın. Sen de üzme
kendini boşu boşuna, seninle hiç ilgisi yok bu durumun sonuçta. Saçmalama…
Neyse
oğlum, onu bunu bırak da öpüşmek güzel bir şey ha… bak aklıma getirdiniz
gecenin bir yarısı şimdi. Ağzı burnu güzel bir adam bulsam ben de öperim, neden
öpmeyeyim? Sonra bir bakmışsın Bucu ablam aşık olmuş, Purçik yenge de onu
kurtarmak için taklalar atıyor… gerçi bazen ikisi birden aşık oluyor, işte o
zaman durum fena. Allahtan ikisine birden aynı anda hitap edebilecek bir adamı
bulmak çok zor da, oradan yırtıyoruz bir nebze.
Neyse,
onu bunu bırak da… ne diyordum? Hah! Ağzı burnu güzel adam dedim, var mı
tanıdığın biri? Numaramı ver, beni bulsun…