Pazartesi, Temmuz 07, 2008

Yağmura Gidiş

Kız, hışımla kapatıp ardında bıraktı kapıyı. Dönüp bakmadı bile koşarken. Pencerede soluk bir yüz gözlüyordu gidişini. Penceredeki yüzde ışıltılı küçücük taşlarmışcasına iki damla yaş parlayarak yanaklardan boyuna doğru yönelmekteydi...
Kız küçük bir an için durakladı, geri dönmek ister gibi başını sağına doğru bir santimetre kadar kıpırdattıktan sonra yine önüne döndü, eğilmiş olan boynunu dikleştirdi ve yavaş adımlarla gidişini sürdürdü. Bir kaç adım sonra yine durdu -bu kez çok daha kararlı bir şekilde-, önünde duran bomboş caddeye bakıyordu sanki birşey görmek istercesine ve bir anda yere, dizleri üzerine çöktü...
Yüzünü göklere çevirdi kız, ağlayışını bastırmak istiyordu...
"Tanrı'm yardım et..." diye geçirdi içinden, tam da bu anda yağmur başladı, sanki kızın gözyaşlarını saklamak istercesine... Bulutlar çocukluğundan beri en iyi arkadaşıydı kızın, yağmur teninde en sevdiği mücevheriydi...
Kız yüzü hala göğe dönük olduğu halde derin bir nefes aldı, usulca gözlerini kapadı ve bıraktı kendini yağmurun emniyetli kollarına...

Hiç yorum yok: