Pazar, Ekim 09, 2005

ayna...

Kızın gözü aniden aynaya takıldı. Öylece boş boş kendisine bakıyordu ve birden karşısındaki şeyin kendisi olmadığından şüphelenmeye başladı. Garip bir şekilde kendisine benzemiyordu aynada gördüğü kişi. Farklıydı, çok farklı. Bir defa gülümsemesi kızınkine benzemiyordu; sanki gülmüyor diş gösteriyordu sadece, biraz sonra ısıracakmış gibi. Kız kendi aksinden korkmaya başladığını fark edince, aynanın karşısından ayrıldı...
***
Bir aile toplantısı sırasında annesi, rujunun dudağından taştığını söyleyip çenesini ovalamaya başlayınca hatırladı, en son o gün aynaya baktığını. İnanılması oldukça zordu ama, kız altı ayı aşkındır aynaya bakmıyordu hiç. Yatağının karşısında bir aynası olmasına rağmen, uyanınca o orada değilmiş gibi davranıyor, görmezden geliyordu altı aydır. Sabahları yüzünü yıkarken ya da duş alırken banyo aynasının arkasını çeviriyordu.
Makyaj yapmazdı zaten ama arada bir aklına estiğinde el yordamıyla göz kalemi ve rujunu sürerdi; bu konuda zaten aynaya ihtiyacı hiç olmamıştı ama, o gün ne olduysa taşırmıştı rujunu ve annesi fark ettiğinde utanmıştı, bütün bir gün öyle dolaştığını düşünerek.
Hemen banyoya koştu aynanın karşısına geçti makyajını tazeledi ve kendisine uzun uzun bakıp "Salak..! Bundan mı korktun? Bu aptal surat yüzünden miydi altı aydır aynaya bakmayışın? Neredeyse kendi yüzümü unutturacaktın bana yahu..!" dedi. Ardından bir kahkaha atıp aynaya bir öpücük gönderdi ve masaya yemeğe geri döndü...

Hiç yorum yok: