Salı, Ekim 11, 2005

Hulusi Bey amca..

Eski, kırık-dökük sandalyesinde oturmuş "yap-boz"unun son parçasını arıyordu...Dönüp tekrar tekrar masadaki yap-bozun, eksik olan parçasının koyulması gereken boşluğa baktı.İşte yap-bozunda da, tıpkı kendi hayatında olduğu gibi bir boşluk vardı.Her ne kadar önemsiz görünsede,hayatın da her parçası çok kıymetlidir, yap-bozlarında...
Oturduğu yerden kalkarken, sandalyesi devrildi ve yıkılırken büyük bir gürültü duyuldu.Hulusi Bey Amca arkasına dönerken, "demek sen de gidiyorsun eski dost; demek sende beni bırakıp gidiyorsun..." diye mırıldandı.Yere baktığındaysa, bir çocuk gibi sevindi.Çünkü; eski dostu onu terketmemişti.Eğilip, yerde duran dostunu kaldırdı.Bunu yaparken sırtına ani bir sancı saplandı.E ne de olsa artık genç bir delikanlı değildi.Yaşı yetmiş sekizdi ve komik bir şekilde bekardı; ona hiç komik gelmese de...
Her yeri yamalanmış, yırtık-pırtık, en az kendisi kadar yaşlı, babadan kalma, deri koltuğuna bir hamlede yerleşti.Buruşuk, kanı çekilmiş elini uzatıp televizyonunu açtı."Bu evdeki her şey yaşlı, tıpkı benim gibi.." diye gülümsedi.Televizyonda siyah-beyaz bir film vardı.Hoş, film renkli idiyse de onun renklerini göremeyecekti.Öyle ya televizyonu da siyah-beyazdı.Film Aydan GÜNSÜR'ün filmiydi.Kendini bildi bileli bu kadına vurgundu.Aydan Hanım, elli yıl önce bugün ölmüştü; Hulusi Bey Amca da onunla birlikte..."Şimdi sorsam bir kişi bile bilmez!" diye kızdı insanlara.Hulusi Bey Amca elli yıldır ölümü beklemekteydi, her gün ölebilmek için dua ederdi...Ah bir ölebilseydi, ah bir kurtulsaydı şu yalnızlıktan, ah bir kavuşabilseydi sevdiğine...
Derken sırtından kalbine doğru ani bir sancı saplandı!Önce gülümsedi "zaman geldi." diyerek, sevincin peşi sıra bir burukluk geldi, içinden dışına doğru tüm bedenini sardı.Bir an ağlamak geldi içinden, yok, olmadı; artık ağlamayı bile beceremediğini düşündü.Başı omzuna düştü.Son bir hamleyle başını kaldırıp gülümsedi ve boğuk bir sesle mırıldandı "elveda eski dostlarım, bir daha görüşemeyeceğiz; ben sevdiğime gidiyorum."...
Gözleri duvarda gülümseyen Aydan Hanım'ın fotoğrafına takıldı."Tekrar görüşeceğimizi söylemiştim..." diyerek göz kırptı ve başı yeniden omzuna düştü, bir daha kalkmamak üzere...

1 yorum:

Mich dedi ki...

Ölürken bile yalnız Hulusi Bey Amca..