Çarşamba, Ekim 26, 2005

sessiz ve kimsesiz..

"Off...Hava ne kadar sıcak bugün..İnsanın içini sıkıyor.Aslında içimin sıkılmasının sebebi hava falan değil!Bugün anlam veremediğim bir sürü şey oldu...Ve nedendir bilinmez, onca olayın hiçbiri iyi herhangi bir şey değildi!" dedi genç kız; bir yandan kendini suçluyordu olaylar için, bir yandan da deli olduğunu düşünüyordu...Öyle ya normal olan hiç kimse kendi kendine dert yanmazdı.Ama o çok sıkılmıştı ve o gün yaşadıklarını dinleyecek hiçbir dostu yoktu artık.Hoş, olsalar bile hiç kimse onu, onun dertlerini, sorunlarını ondan iyi anlamaz, anlayamazdı...
* * *
Pazartesi günü daha önce hiç olmadığı kadar mutlu uyanmıştı genç kız.Sonra, izinsiz camdan içeriye dalmış olan güneşi gördü, tıpkı küçük bir çocuk gibi sevindi birden ve hemen pencereye koştu.Dikkatle dışarıdaki parlak güne baktı; güneş adeta çok güzel bir günü haber veriyordu genç kıza...Zaten oldu olası böyle güneşli ve parlak günlere bayılırdı.Hemen ılık bir duş aldı ve işe gitmek için hazırlanmaya başladı...
Büyük bir emlak firmasında önemli bir yere sahipti.O sabah işe gittiğinde saat 9:20 idi, herzamanki gibi.Sekreter, yaşlıca, sevimli bir kadındı.Her sabah olduğu gibi yine gülümsedi genç kıza, ama bu kez biraz buruk bir gülüştü, bu, her zamankine pek benzemiyordu.Genç kız hemen "Bir şey mi oldu?" diye sordu.Yaşlı sekreter de hafifçe başını salladı ve "Patron gelir gelmez seni çağırdı.Ama neşesinin pek de yerinde olduğunu söyleyemeyeceğim..." dedi.Genç kız üzgün üzgün yaşlı kadına baktı, gözlerini onun bakışlarından kaçırdı, derince bir iç çekti ve patronun odasına daldı...Aradan 15-20 dakika geçmişti ki genç kız odadan çıktı.Ağlıyordu galiba...evet evet kesin ağlıyordu... Yaşlı kadın hemen kalktı onu koltuğuna oturttu ve "İçeride ne oldu?" diye sordu.Genç kız ağlamaktan boğuklaşmış sesiyle "Deli herif bütün hafta sonu beni kovmayı düşünmüş ve az önce de hayallerini gerçekleştirdi!!" dedi.Şimdi hıçkırmaya başlamıştı.Bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu ve bir de bugün güne ne kadar mutlu başladığını...Oysa bu kadar güzel bir günde böyle şeylere, böyle kötü oyunlara yer olmazdı ki!Oturduğu yerden zorlukla kalktı, sabahki mutluluğundan eser kalmamıştı artık, öyle ya sabah çok sevinçliydi... Gerçekten çok mutluydu...
Zar zor eve vardı.Hala ağlıyordu.Hemen telefona sarıldı çünkü birilerinin tesellisine çok ihtiyacı vardı.Farkına bile varamadan sevgilisini aradı, konuşmak istediğini konuşmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.Ve biraz da olanlardan bahsetti.Sevgilisi de zaten bugün çoktandır düşündüğü bir şey hakkında konuşmak istediğini söyledi ve öğleden sonra her zaman gittikleri kafede buluşmaya karar verdiler.
Saat 12:45'te kafedeydi genç kız ve az sonra kapıda sevgilisi belirdi.Selamlaştılar, ama genç adam sanki biraz soğuk davranıyor gibiydi.Genç kız bana öyle gelmiştir herhalde diye düşündü, biraz bekledi ve sordu "Eee? Anlat bakalım, ne konuşmak istiyordun benimle?"
* * *
Genç kız kafeden döndüğünde sarhoş gibiydi.Saate baktı, henüz geç olmamıştı. Biraz dertleşmek için tek dostu olan Arzu'ya gitmeye karar verdi ve hemen yola çıktı.Arzu'nun evine vardı, kapıyı birkaç kez çaldı ama açan olmadı.Herhalde evde yok birazdan gelir nasıl olsa diyerek içeriye girdi -onda evin anahtarının bir yedeği vardı- ve beklemeye başladı.Az sonra Arzu içeri girdi, içeride dostunu görünce birden şaşaladı ne de olsa onu beklemiyordu.Ve içeriden genç kızın sevgilisinin sesi yükseldi "Seevgiiliiiimm..." ve bu sesin ardından genç adam da içeri girdi.Genç kız beni hiç böyle çağırmazdı diye düşündü istemeye istemeye...Ve yine ağlamaya başladı, "Tanrım ne kötü bir gün bu böyle; önce işten ,sonra sevgilimin hayatından ve şimdide en yakın arkadaşımın hayatından atılıyorum.." sesi boğuk, titrek ve acı doluydu.Hemen oradan o iğrenç yerden dışarı attı kendini.Arzu arkasından bakakalmıştı ve sonra tiz bir kahkaha işitildi "Hah ha!!Bu iş oldu..." , Arzu'nun sesiydi bu.Bu iğrenç sesin ardından kapı "GÜMM" diye kapandı...
* * *
Genç kız yine evdeydi, bu iğrenç olayların hiçbirini yaşamadan önce olduğu yerde, o çok çok mutlu olduğu ya da öyle olduğunu sandığı yerde.
"Off...Hava ne kadar sıcak bugün..İnsanın içini sıkıyor.Aslında içimin sıkılmasının sebebi hava falan değil!Bugün anlam veremediğim bir sürü şey oldu...Ve nedendir bilinmez, onca olayın hiçbiri iyi herhangi bir şey değildi!" dedi genç kız; bir yandan kendini suçluyordu olanlar için, bir yandan da deli olduğunu düşünüyordu...Öyle ya normal olan hiç kimse kendi kendine dert yanmazdı.Ama o çok sıkılmıştı ve o gün yaşadıklarını dinleyecek hiçbir dostu yoktu artık.Hoş, olsalar bile hiç kimse onu, onun dertlerini, sorunlarını ondan iyi anlamaz anlayamazdı...
Ve genç kız artık ne bir işe, ne bir sevgiliye, nede bir dosta sahipti!Çok sıkıcıydı bu sıcaklar, çok sıkıcıydı bu aptal hayat.Geride kimsesi yoktu artık, sıkılmıştı, yorulmuştu bu hayattan.Mutfağa doğru yavaş yavaş ilerledi, mutfak dolabının çekmecesini açtı,en keskin bıçağı aldı ve salondaki en geniş koltuğa yerleşti.
Adı Selin'di.Ama artık Selin ismi hiç kimseye hiçbir şey ifade etmiyordu; kendisi de dahil...Bıçağı sıkıca kavradı.Önce sol, sonrada sağ bileğini usulca kesti; sessiz ve kimsesiz...Ve yavaşça teslim oldu ölüme ve ölümün beraberinde getirdiği huzura...

Hiç yorum yok: