Pazartesi, Kasım 04, 2013

Neden ki?

İşte! En sevdiğim kelime. Hiç anlayamadığım ve en çok kullandığım… Yani kelime olarak çok rahatsız edici ve çok rahatlatıcı bir tınısı var gibi gelir bana hep. Bir de bundan daha çok kendimi özdeşleştirebileceğim bir kelime herhalde yok. Yanlış anlama ama okuyucu, karanlık bir durumdan bahsetmiyorum. Söylemeye çalıştığım şey, kendimi Dünya’nın en meraklı insanları arasında görmemle ilgili bir şeydi. Bak mesela şimdi nedenini merak ettiğim şu yetişkin tavırlarıyla başlamak istiyorum, tamam mı?
Aşağı yukarı on dört senedir görmediğim arkadaşımla buluştum dün. Çok ilginçti. Hani çocukluğunda filan çok sevdiğin bir şarkı vardır ve yıllar yıllar sonra yetişkinlik hayatında bir gün radyoda aniden çalmaya başlar ya… hah! İşte öyle bir his. Düşünsene bizzat senin bile hatırlamakta zorlandığın zamanlardan tanıyor seni adam. Çocukluğunu biliyor ve yanındayken yine o zamanlarına dönüyorsun az-çok…
Çocukluk da güzeldir, çocukluğundaki seni tanıyanlar da. Anlıyorsun değil mi? Anlarsın. Ben çocuğu tanıyanların birkaçı okuyor bu yazıyı şu anda mesela… Harikasınız! Teşekkür ederim.
Konuyu dağıtma ama, lütfen… Söyleyeceklerim vardı benim! Bak şimdi bu yetişkinlik meselesiyle ilgili sorunuma gelelim, benim böyle durumlarda (hani şu yıllar sonra yeniden karşılaşma anlarında) hep çığlık atıp, bahsi geçen arkadaşın boynuna filan atlayasım gelir. Ama büyüdük ya, garip olur diye tutuyorum kendimi. Hiçbir arkadaşla, hiçbir karşılaşmada yapmadım bunu ve mutlu değilim okuyucu. Bir de yapmak istediğimle, yaptığım şey birbirini tutmadığı için geriliyorum, heyecanlı gibi böyle uyuz bir his… Ben ettim, sen etme. Git atla ulan ne olacak?
Büyümeseydik iyiydi, değil mi? Çocukken her şey normaldi, istediğimiz gibi delirebilirdik filan. Ne güzelmiş… Yani soru “neden büyüdük?” değil. Soru şu; “neden yetişkin olunca bu kadar kasıldık?” Hoplayıp zıplayan yetişkinler olamıyor muyuz? Ben denedim mesela, çok güzel de olabiliyor. Ama merak ettiğim şey neden genellikle kontrollü olmak zorunda olduğumuz… Eminim mantıklı açıklamaların vardır, şu yüzden böyle filan gibi… istemiyorum onları, kendine sakla. Çünkü bu durumun nedenini anlarsam başka bir insan olacağımdan çekiniyorum. Yani senin gibi, ya da onun gibi. Sana hakaret ediyor da olabilirim, etmiyor da. Kendin ver kararını okuyucu… Ben sokakta koşturanlardan olmak istemiyorum. Mantıksız ve sevimli olmak istiyorum. Anlaştık mı?
Gelelim “neden”e… Soruların ve sorunların olması harika! Değil mi? Bana neden diye başlayan mükemmel bir soru sorsana, cevap veremeyip delireyim.

Hadi!

Hiç yorum yok: