Pazartesi, Kasım 04, 2013

Egomania

Okuyucu, nasılsın? Tamam. O halde biraz daha benden bahsedelim. Kabul edin, beni çok seviyorsunuz.
Hani şu “önce kendini sevmekle başla” safsatası var ya… Hah! İşte onu çok ciddiye almış olmalıyım hayatımın bir döneminde. Kendime bayılıyorum. Aşığım. İmkanı olsa gider, kendimle evlenirdim. O derece, evet.
Tamam, harikayım… muhteşem bir insanım filan ama şöyle bir sorunum var; çok fazla hissediyorum. Yani, gerçekten. Kaldırabileceğimin çok ötesinde, her şeyi, en ince detayına dek hissediyorum. Bazen acıyor. Ve evet, bunu da çok fazla hissediyorum. Mesela bu yazının çok eğlenceli ve komik olması gerekiyordu, ama hayvanın biri özür diledi benden geçenlerde. Maalesef son aylarda haddinden fazla özür duymaya başladım ve bu konuda da yazacağım… belki de bu yazı yerine onu yazmalıydım sence, değil mi? Bilemiyorum. Ama şu anda bunu yazmak istiyorum. Başlıktan da anlayacağın üzere her şey benimle ilgili ve istediğim şeyden bahsedebilirim.
İşime karışma okuyucu, senin çok götün kalktı.
Her neyse, bu aralar çok fazla özür dilendi benden. Diğerlerini kaldırabildim ama şu bahsettiğim ibişin özrünü kaldıramadım. Çok fazla geldi. Çok fazla hissettim yine. Peh!
Biraz dertleşelim mi? Anlatacak bir sürü insan var, ama ben sana anlatmak istiyorum okuyucu. Sen de bana taptığına göre, okumak zorundasın. Fikir ve öneri almak değil, anlatmak peşindeyim şu anda çünkü. Bu arada belirtmek zorundayım ki, bu yazıda adı geçen okuyucu benim. Yani kişisel almayın, yok ille alacaksanız da ben olduğunuzu unutmayın. Harika! Bütünleştin benimle, mutlu musun? Eminim mutlusundur. Senin yerinde olsam –olmak istemem ama yine de olsam- ben çok mutlu olurdum. Hahahaha! Birazcık muhteşem olduğunun farkına var ve bu anın tadını çıkar okuyucu. Haa kafan karışmasın diye belirtiyorum, bu defa sana söyledim.
Ne? Özür meselesi mi? Ha… evet. Boşver, daha sonra ilgilenirim. Harika bir insan olduğumu hatırlayınca… Hayır, konuyu silip atmadım. Odağımı değiştirip, mutlu oldum yine. Senin için de seviniyorum okuyucu… Kusursuzluğa dokunduğun için.
Saçmalama lütfen… tabii ki dalga geçiyorum. Aslında yukarıda söylediklerimin tam tersi olabilirim, sanırım. Çok fazla hissetmek meselesi dışında. Kendimi çok sevdiğim de doğrudur. Ama o kadar. Bokunu çıkarmayın hemen. Ayrıca evet fırsatını bulursam şımarabilirim ve fakat beni ben şımartmazsam, gelip sen mi şımartacaksın? Hadi oradan.

Al buyur, hadi… sıkıldım. Bitirmiyorum bu metni, böylece bırakıp gideceğim…

O dediğin de sana benzer ayrıca!
Ne haliniz varsa görün anasını satayım.

Bitti.

Hiç yorum yok: