Pazartesi, Kasım 04, 2013

Yaşlanmak mı?

Ne yaşlanması oğlum hasta mısınız? Ben inanmıyorum yaşlanmalara filan… Bugün varmışız, yarın yokmuşuz ya zaten… nereye yaşlanıyorsun lan? Başlamadan bitiyormuş zaten hikaye, çoklarına göre. Pıt diye geldik (gerçi bunu anneme sorsan, muhtemelen “nah pıt diye geldin!” derdi ama neyse), hop diye de gideceğiz işte… bu kadar basit. Neyi zorluyorsun ki? Yaşlanacakmış… bir de kibarcası var yaş alacakmış… olgun ve erdemli yetişkinler olacakmışız… Bırakın bu işleri, öleceğiz oğlum bugün-yarın. Eli kulağında gittik gidiyoruz neredeyse işte.
Başlarım yaşlanmasına o zaman, reddediyorum. Size de tavsiye ederim, çok eğlenceli. Sen altı yaşındaymışsın gibi davrandığın müddetçe, kimse aksinde diretemez…  hayır, yalan söyledim. Pek âlâ da diretebilirler, ama kim takar? Altı yaşındayım oğlum ben, dünya ipimde değil ki… Sen istediğin kadar yırtın dur karşımda, ben akşam annem köfte-patates yapacak mı? onun derdindeyim.
Hop! Bak bitti, öldü orada birisi duydun mu? Duymadın tabii, nereden duyacaksın ki? İşin gücün var senin, büyüdün, olgun bir kariyer insanısın. Daha evleneceksin, çocuk yapacaksın… belki çok paran olursa genç bir karı da bulur takılırsın. Ulan sıra sana gelince çok güleceğim ha, bunu böyle bilesin.
Hop! Öldün, gördün mü? “E… ama daha yeni başlamıştık… yaşlanmayacak mıydık? Karı-kız, ev-araba, hayaller…?” Öperler adamın hayalini o noktada. Öldün oğlum. Bitti film. Ne yaşadın? Çok çalıştın, çok kazandın mı? Çoluk çocuk filan harap olmuşlar arkandan, yazık… Hahaha çok salaksın lan. Keyif aldın mı bari, ondan haber ver? Çocuklardan belli gerçi, birkaç defa seks yapabilmişsin en azından. Bu yüzden tebrik ediyorum seni güzel kardeşim. Ama şahsen ben başka bir şey göremedim senin hayatında… çok ciddiye almışsın her boku, çok gerçek yaşamışsın, çok hayat adamı olmuşsun… içim parçalandı. Kusura bakma ama, hahahaha öldün lan resmen!
Haa mirasından pay alamayacağım belliydi zaten, tanışmıyoruz bile neticede. “Beni tanımayanı ben hiç tanımam anasını satayım!” , diye atarlanasım yok diyemem, ama ben seni birazcık tanıyor gibiyim. Senin gibi çok var hacı. Neyse dur şimdi, zaten ölmüşsün çok üstüne gelmek istemem… Hahaha! Lan, resmen hâlâ komik be!
Esas diyeceğim o değildi ama bak, bana mirasından pay bırakmadığın için teşekkür ediyorum sana. Vallahi oğlum! Para kesin bozardı beni, gider salonun ortasına jakuzi filan yaptırırdım ben. İçimde bir yerlerde hayvanca bir görgüsüzlük var hissediyorum.

Gerçi düşününce şurada bir jakuzi olaydı da, bunları kıçım donarak değil, sıcacık köpüklü sular içinde yazaydım fena mı olurdu? Of… içim bir tuhaf oldu, gidip bir duş muş alayım da kendime geleyim. Ne? İçine sıçayım mı dedin? Hahaha! Ulan geri zekâlı nereye sıçıyorsun? Öldün ya sen, unuttun mu?

Hiç yorum yok: